14 Ocak 2009 Çarşamba

Hrant için






İnsanoğlu aralarda bulunmaktan rahatsız olmuştur hep.Melez olmak bozulmaktır,özelliğini yitirmektir onun için...

Ön kabullerin geçersizleşmesidir melezlik.Ne anadan alınan zerafet hüküm sürebilmektedir bünyede ne de babanın sert bakışları.İş karışmıştır...

Homoseksüellik bir hastalık gibi görülür ve ancak kendi içinde sınırlı kaldığı yani yalıtılabildiği oranda -diğerleri sınıfına konulduğunda- huzur sağlanabilir bir nebze olsun.

Karantina çadırı kurulmuştur.

Ancak asıl sorunlu durum heteroseksüellikte yaşanmaktadır.Bu seçim son derece gizli,altta kalmış ve tartışılmazdır.Açıklanamaz,yastıklara gömülmüş soluklar, gözyaşları ve haykırışlar olarak kalır.

Ya erkek rolünü seçersiniz yada kadın,ikisinin ortası yoktur.Cinsiyet doğuştan gelen,doğanın size uygun gördüğü bir yazgıdır.Tartışılamayan ,sorgulanamayan bir zorunluluktur.Bunun tersi toplumda dışlanıp hedef haline gelmektir.

Cinsel kutuplarda her şey tarihin,’’insan doğasının’’ kuralları ,gelenek ve görenekleri,’’kabullenilmiş kalıplar’’ı içerisinde,bir ‘’düzen’’ dahilinde yürümektedir.

''Doğal'' yaşam içinden yani kadın-erkek ilişkileri yönünden baktığımız zaman da kadınlar için erkeklerin ''doğası''birçok olumsuz özellikleri içinde barındırır.Kendilerini hemcinsleri arasında daha güvende hissederler.Erkekler kahvelerde, sandallarda balık peşinde, kaçamak gecelerde alevlerini küllendirir,kadınların anlaşılmazlığından dem vururlar hep.

Kutuplar çekicidir diyebiliriz kısaca.

Kutuplarda sukünet hüküm sürer.Düzene karşı kabullenmişliğin,boyun eğmişliğin huzuru kol gezmektedir .

Sosyo-politik açıdan baktığınızda bu durum aynen geçerliliğini korumaktadır.Türkiye’de yaşıyorsanız seçim yapmak zorundasınızdır.Egemenleştirilmiş,ezberletilmiş ideolojiler içinde tutulmalıdır saflar.(Çocukluğumuzdan beri varlığımızı armağan etmedik mi,içtiğimiz antlarda)

Kürt milliyetçiliğine karşı duruyorsanız Türk milliyetçiliğinin yanında olmanız gerekmektedir yada tersi.

Yaşadığınız ülkenin tarihine ezberin dışında, eleştirel bakamazsınız.Bakıyorsanız ötelenmek kaçınılmaz hele gelmektedir.İçerisindeki iğrençliği üzerinize kusmaya hazır tecavüzcüler ordusu,hevesli seyircilerin eşliğinde sıraya giriverir hemen.

Birbirine çok zıt gibi görünen tarafların simbiyoz yaşam birlikteliğidir yaşanan aslında. Zıtlıkları besleyen ,besledikçe güçlenen bir düzendir bu.Güvensizliğin yağmurunda yaşam alanlarını boğan bir bitkidir sanki, toprağın üzerini kaplamakta, havayla olan teması kesmektedir.

........

Bu açılardan baktığımızda bir kavram olarak melezlik bence insanlığın kemikleşmiş sorunlarının çözümünde en önemli köşe taşlarından biri olarak karşımızda duruyor.Soruların cevabı bu kanı bozuklukta saklı aslında.

Güzel bir gelecek olacaksa eğer önümüzde, bu diyalektiği yakalamakla mümkün olacak.

Tezlerin,antitezlerin kuyruğuna takılmış kişiliksiz,özgüvenden yoksun,korkaklığın saldırganlığını taşıyan muhafazakar korku imparatorluklarının eteklerinden uzaklaşabilirsek eğer.....sürü olmaktan birey olmanın,insanlığın sentezine de ulaşabileceğiz.

Hrant hem Ermeni ,hem Türk olunabileceğini gösterdi bize,kişiliğinden ödün vermeden,etek öpmeden yaşamanın mümkün olduğunu gösterdi bu topraklarda.Çok güzel bir sentez yarattı bizlere.

Türkiye'nin geleceği Hrant gibi Türkler,Ermeniler,Kürtler,İslamcılar,Sosyalistler.....var olmaya devam ettikçe güzelleşebilir ancak.

Hepimiz Ermeni'yiz,hepimiz Hrant’ız sözünü sahiplenmemiz de işte tam bu yüzden....

CHE